Kültürün ve tarihin izlerini harmanlamayı başaran nadir ülkeler arasında bulunan Lüksemburg, farklı yanları ve güzellikleriyle size özel bir tatil deneyimi sunar. Belçika ve Hollanda ile sınır olan Lüksemburg, önemli tur güzergahlarında yer almasından ötürü turistler tarafından sıklıkla tercih edilir. Küçük fakat sevimli bir ülke konumunda bulunan Lüksemburg, yem yeşil ormanların içerisinde kalan harika tarihi yapılarıyla ilk dikkati üzerine çekecektir.
Lüksemburg coğrafi konumun getirmiş olduğu avantajları iyi şekilde değerlendirebilen şehirler arasında bulunuyor. İklim olarak yağışlı geçen bu coğrafyayı gezmek için en ideal tarihler yaz aylarına denk gelmektedir. Yaz aylarında hem hava daha güzel, hem de yağışın az olduğu bir dönem olduğu için turistlerin tercih ettiği zaman diliminde yer alıyor.
Lüksemburg turları ulaşım anlamında size alternatifleri sunacak. Şehir içinde ulaşımın otobüslerle yapıldığı bu şehirde isterseniz bisiklet kiralayabilirsiniz. Zira bisiklet kültürünün en yaygın olduğu yerlerden bir tanesi bu ülke olacaktır.
Gezilecek pek çok noktası bulunan Lüksemburg’un sizin için derlediğimiz bilgileri ile harika zaman geçirebilirsiniz;
Bock Casemates
Kayalık bir yükseltidir. Turistlerin şehrin yerleşimi konusunda bilgi sahibi olabilecekleri yerdir. Aynı zaman da ortaçağ döneminde aşılması güç bir kale olan bu bölge, içerisinde yüzlerce dehliz, tünel barındıran harika bir yapıya sahiptir. Tepenin altında bulunan tünelleri gezdikten sonra en üst noktaya çıkabilir ve Petrus Vadisi’nin muhteşem güzelliğini izleyebilirsiniz.
Notre-Dame Cathedral
16.yüzyılda yapımını başlanan Notre Dame Katedrali, gotik mimarisiyle hayranlık uyardırır. Dini yapılan alanında dikkat çekici bir güzelliğe sahip olan bu bina, Rönesans tarzı mimarisiyle eşsiz bir güzelliği yansıtır.
Büyük Dük Sarayı
Büyük Dük Sarayı, 15. Yüzyılda yapılmış ve Dük ve Düşes’in ikamet yapılarını oluşturmuştur. İkinci dünya savaşında Naziler tarafından işgal edilen ve tavernaya dönüştürülen bu bina, günümüzde se rehberli turların yapıldığı harika bir tesis olarak karşınıza çıkıyor.
Ulusal Tarih ve Sanat Müzesi
Her tatilcinin tarih merakı vardır. Bu sebeple müzeler tatilciler için özel önem oluşturur. Ulusal tarih ve Sanat Müzesi, Lüksemburg dukalığı tarafından 18. Yüzyılın ortasında kurulmuştur. Roma’dan Ortaçağ eserlerine kadar çok çeşitli heykeller, tablolar ve eserleri burada görebilirsiniz. Müzede tarihi eserlerin dışında yerli ve yabancı sanatçıların çağdaş sanat çalışmalarını da görebilirsiniz.
Philharmonie Luxembourg
Kültür ve sanat alanına bir düşkünlüğünüz varsa yapmanız gereken tek şey yüzlerce performansın sergilendiği konser salonu Philharmonie Luxembourg’u ziyaret etmek olacaktır.
Adolphe Köprüsü
Petrus nehri üzerinde kurulan bu köprü, 153 metre uzunluğa sahip ve 100 yıllık bir geçmişi bulunuyor. Halk arasında yeni köprü olarak da bilinen bu yapı, görülmeye değer bir güzelliktir.
Neumünster Abbey
Manastır olarak yapılan bu bina, kent halkının açık alanda sosyal aktiviteler için kullandığı bir yerdir. Keşişler tarafından 16. Yüzyılda yapılan bu bina, zaman içerisinde askeri ve savunma amaçlı da kullanılmıştır. Manastırın girişinde heykeltıraş Lucien Wercollier’in eserlerinin sergilendiği bir galeri bulunuyor.
Luxembourg City History Museum
Ortaçağ mimarisinin izlerini taşıyan bu müze, kent tarihi koleksiyonunu görebileceğiniz, aynı zaman da geçici sergilere ev sahipliği yapan bir binadır.
Place d’Armes
Yaz aylarında halkın yoğun olarak tercih ettiği bölgelerin başında gelmektedir. Askerlerin geçit törenlerini yaptıkları, kafeleri, restoranları ve canlı etkinlikleriyle dikkat çeken bu bölge, yılın her dönemi aktif. Yani hangi tarihte giderseniz gidin mutlaka bir etkinlikle karşılaşabilirsiniz.
Bank Museum
Bankacılık geleneklerinin yaşatıldığı bir müzedir. 140 yıllık ticari faaliyetler hakkında bilgi almak, geçmişten günümüze uzanan bankacılığın dününü ve bugününü öğrenmek istiyorsanız özel bir yer olduğunu söyleyebiliriz. Spesifik bir yaklaşımla farklı deneyimler yaşayabilirsiniz.
Saint Michael’s Church
Lüksemburg’un en eski dini yapı merkezidir. 987 yılında şapel olarak inşa edilen, daha sonra kaleye çevrilen ve günümüzde ise gotik mimarisiyle dikkat çeken bu bina, farklı bir güzelliği size sunacaktır.
Elbette gezilip görülecek çok fazla yeri olan Lüksemburg’da farklı güzellikleri görebilmeniz, kültür sanat etkinliklerine katılabilmeniz ve daha güzel zaman geçirebilmeniz için farklı yönleriyle ele almanız gerekebilir. Hoş bir yurt dışı tatili için ideal destinasyonlardan birisi olan Lüksemburg’da mükemmel zaman geçirmeniz için çok farklı bölgeler sizi bekliyor olacak. Tarihin ve doğanın tam ortasında gerçekleştireceğiniz bu gezide güzellikleri görebilirsiniz.
Lüksemburg alışveriş rehber
Lüksemburg farklı güzellikler ve muhteşem bir doğaya sahiptir. Avrupa’nın tam kalbinde küçük ama bir o kadar da sevimli olan bu ülke, eşsiz güzellikleriyle dikkat çeker. Lüksemburg adını düşük vergileri ve ucuz ürünleri ile duyurmayı başarmıştır. Bu sebeple ülke genelinde alışveriş diğer ülkelere nazaran çok daha uygun fiyatlara sağlanmaktadır. Lüksemburg’da satın alınmak için akla gelen ilk şey sigaradır. Verginin çok düşük olması sebebiyle sigara fiyatları da düşüktür. Bu ülkeden Fransa’ya gidenler özellikle gümrük memurlarının kontrolüne takılabilir. Size verilen ölçüden daha fazlasını almak gibi bir yanlışa düşmeyin. Yurtdışı turlar sırasında bunun gibi bilmeniz gereken bir kaç detay illaki vardır.
Ülkede benzinde ucuzdur. Bu sebeple gerek alışveriş gerekse de normal gezi amacıyla kiraladığınız araçların deposu son derece kolay ve hızlı bir şekilde dolacaktır. Ekonomik olması da cabasıdır.
Ülkede yılda 4 kez büyük indirim fırsatı uygulanmaktadır. Dünya markası ürünlerin indirime girdiği bu döneme denk gelirseniz harika fiyatlara istediğiniz her şeyi alabilme şansına sahip olabilirsiniz. Ülkede hediyelik olarak alınabilecek şeyler genellikle küçük ama etkin hediyeler olacaktır. Magnetler, kupalar, tşört ve bardaklar ideal yaklaşımlar olacaktır. Porselen ve cam ürünlerini tercih edebilir keyfinize uygun olanları satın alabilirsiniz.
