Dominik Cumhuriyeti’ne Ne Zaman Gitmeli?

Tarihi yapıları, mimari güzellikleri ve deniziyle hayatınızın en güzel tatilini geçirebileceğiniz bu ada, güzel doğa yürüyüşlerine çıkabilir ya da sahilde gezinerek bütün stresinizi atabilirsiniz. Karayipler’deki Hispanyola adasında bulunan Dominik Cumhuriyeti günümüzde olduğu kadar tarihte de önemli görevler üstlenmiş. Kristof Kolomb’un yeni dünyayı keşfi sırasında ilk ayak bastığı yer olan Dominik Cumhuriyeti, günümüze kadar tarihi yapısını ve kültürünü korumuş, bu özelliğini turizme dönüştürmüştür.  

Tarihi manastırları, üniversiteleri, katedralleri, kaleleri ve doğal güzellikleriyle muhteşem bir bölge olan Dominik Cumhuriyeti’nde sakin bir tatil geçirmek istiyorsanız tekne kiralayıp beyaz kumsallardan denizin mavisine yol alabilir, suyun sesiyle bütün stresinizi atabilirsiniz. Tatilinize biraz farklılık katmak ve biraz gezinerek yeni keşifler yapmak istiyorsanız ilk yolculuğunuz Santo Domingo bölgesine olmalıdır. Dominik Cumhuriyetinin başkenti ve tarihi özellikleriyle en önemli şehri olan Santo Domingo bölgesinde Dünya’nın başka hiçbir şehrinde göremeyeceğiniz yeni dünyanın ilk üniversitesini inceleyerek eğitim tüm dünyaya açıldığı kapıyı inceleyebilirsiniz.

Ülkenin inanç ve kültürünü yakından incelemek için yine Santo Domingo bölgesinde bulunan ve tarihi Kristof Kolomb’un keşfine dayanan manastırlar ve katedralleri inceleyebilirsiniz. Bu önemli yapıları gezindiğiniz anda halkın geleneklerini ve inançlarını daha yakından inceleyecek, yeni bilgilerle tatilinizi daha anlamlı hale getireceksiniz. Tabi ki Santo Domingo bölgesine gitmişken Zona Colonial bölgesini yani tarihi merkezi gezinmeden olmaz. Merkezde bulunan devasa heykelin önünde fotoğraf çekinerek bu anı ölümsüzleştirmelisiniz. Siz de Kristof Kolomb’un keşfine katılabilir ve tarihin bu önemli gelişmesiyle ilgili yaşanan bütün gelişmeleri yakından inceleyebilirsiniz.  

Tarih gezintilerini bir kenara bırakıp deniz ve doğanın tadını çıkarmak istiyorsanız Punto Cana ve Puerto Plata bölgesini ziyaret etmelisiniz. Puerto Plata bölgesinde teleferikle 793 metre yükseklikteki Pıco Isabel de Torres Dağının zirvesine çıkıp eşsiz manzarasıyla keyfinize keyif katabilirsiniz. Dominik Cumhuriyeti Turları aslında en güzel yaz tatili planı için muhteşem seçimdir.

Tatil keyfi için dilediğiniz zaman Dominik Cumhuriyetinin kapılarını çalabilirsiniz ancak yine de hava sıcaklıkları bölgeden bölgeye değişiklik gösteriyor. Kuzey kısımlarda Ekim ve Mayıs aylarında, Güney kısımlarda ise Mayıs ve Ekim aylarında yağmur görülüyor. Bu dönemler dışında dilediğiniz gibi tatil keyfi yapabilirsiniz. 8 adet Uluslararası havalimanı bulunan Dominik Cumhuriyetine Türkiye’den direkt uçuşlar bulunmuyor. Bu nedenle Dominik Cumhuriyetinde tatil yapmak istiyorsanız Avrupa’nın büyük şehirlerinden aktarmalı olarak ulaşabilirsiniz. Adada metro ile ulaşım çok fazla gelişme göstermemiş olsa da otobüs, minibüs ve taksilerle dilediğiniz yere kısa sürede ulaşabilirsiniz.

Higüey: Tapınakları, ilginç mimarisi ve birbirinden güzel yapılarıyla Dominik Cumhuriyetinin en güzel şehirlerinden biridir.

Punto Cana: Ekolojik turlarıyla adanın en popüler şehri olan Punto Cana’da su sporlarından dağcılığa kadar birçok sportif etkinliğe katılarak eğlenceli zaman geçirebilirsiniz.

Juan Dolio: Mavi suları, beyaz kumsalı ve muhteşem manzarasıyla kesinlikle görülmesi gereken yerlerden biridir.

Santo Domingo: Adanın başkenti ve en büyük şehri olan Santo Domingo, tarihi üniversitesi, antik katedrali, yüzyıllara meydan okuyan kaleleri ve asırlardan beri hiç bozulmadan günümüze gelen manastırıyla mükemmel bir şehirdir. UNESCO’nun Dünya Mirası Listesinde yerini alan bu şehirde sömürgecilik döneminden kalan Zona Colonial bölgesini yani tarihi merkezini kesinlikle görmelisiniz.

Puerto Plata: Teleferikle 793 metre yükseklikteki Pıco Isabel de Torres Dağının zirvesine çıkabilir, bu esrarengiz manzarayı izleyerek keyfinize keyif katabilirsiniz. Dominik Cumhuriyeti gezilecek yerler listesi de yapmış omalısınız.

Deniz Mahsullerinin Mutfaktaki Lezzeti

Yurtdışı turlar sırasında en çok lezzetler merak edilir. Orta ve Güney Amerika mutfaklarının senteziyle oluşan Dominik Cumhuriyeti mutfağına yeni lezzetleri tatmaya hazır olun. Deniz mahsulleri, siyah fasulye, pirinç, sebzeler ve et yemeklerin ana malzemeleridir. Neredeyse bütün yemeklerde deniz mahsullerinin tadını alabiliyorsunuz. Şehirlere ve bölgelere göre hareket ettiğinizde mutfak kültüründe çok büyük değişiklikler gösteriyor. Peynir, bacon ve yeşil muzla hazırlanan mangu da kahvaltının olmazsa olmazıdır. Pirinç, fasulye, et, sebze ve kızarmış muzun muhteşem karışımıyla yapılan La Bendera Dominica yemeği ülkenin yöresel lezzetlerinden biridir.  

Şarkı Söyleyerek Dar ve Renkli Sokakları Gezinin

Şarkı söylemek, müzik eşliğinde dans etmek ve renkli kıyafetlerle sokaklarda şov yapmak yerli halkın vazgeçilmez eğlenceleridir. Festival ve eğlence denildiğinde akla ilk gelen yer Dominik Cumhuriyeti diyebilirim. Haftalarca süren festivallerde halk kültürel kıyafetlerini giyinir sokaklarda binlerce kişiyle birlikte eğlenmenin tadını çıkarır. Özellikle her yıl Temmuz ayının sonu Ağustos ayının ilk haftası itibariyle kutlanan Santo Domingo Merengue Festivali adanın en büyük müzik festivalidir. Eğer müzik tutkunuysanız katılmanız gereken diğer bir festival de Puerto Plata Merengue Festivalidir. Her yıl ekim ayında düzenlenen Puerto Plata Merengue festivaliyle sizde dilediğiniz gibi eğlenebilir ve şarkı söyleyerek adanın dar ve renkli sokaklarında yürüyüş yapabilirsiniz. Dominican Republic Jazz Festivali de binlerce kişinin şovlarla kutladığı önemli etkinliklerden biridir. Ekim ayında düzenlenen bu festival de kesinlikle katılmanız gereken festivallerden biridir.  

Editör Hakkında Tüm gösterilen İnternet Sitesi

Duygu Tunçer

Yorum Yapabilirsiniz...

Gerekli alanları doldurmanız yeterli.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.