Güney Kore’ye Ne Zaman Gidilir?

İhtişamlı tapınakları, tarihi eserleri ve müzeleriyle kültürel anlamda dünyanın en zengin ülkelerinden biri olan Güney Kore’de eğlenceli bir tarih yolculuğu sizi bekliyor. Arkeolojik alanları ve asırlara meydan okuyan, ülke krallığının önemli eserlerini barındıran şehirleriyle tarih tutkunlarına tam anlamıyla bir ziyafet sunan bu ülkede hayatınızın en heyecanlı dakikalarını geçirebilirsiniz.

Doğal güzellikleri, nehirleri, gelenekleri ve kültürleriyle diğer ülkelere oranla çok farklı bir yapıya sahip olan Güney Kore Turları sırasında dağların zirvesine ülkenin ihtişamlı manzarasını izleyebilirsiniz. Her anını fotoğraflamak isteyeceğiniz bu güzelliği, hayatınız boyunca unutamayacaksınız. Bir taraftan güzel mimari yapılarıyla günümüz teknolojisini yakalayan Güney Kore, bir taraftan da doğal güzellikleri ve vahşi yaşam hayatını muhafaza edebilen nadir ülkelerden biridir.

Tapınakları ve Kültürleriyle Güney Kore Tarihini Yaşayabilirsiniz

Devasa Budist tapınakları ve ülke kültürünü yansıtan Tripitaka Koreana evleri ile tarihin her dönemini rahatlıkla görebileceğiniz Güney Kore’ye vize sorunu olmadan Türkiye’den direkt olarak gidebilirsiniz. Nisan ve Haziran ayları arasında çiçekleriyle adeta bir renk cümbüşüne dönen Güney Kore’de halkın büyük bir kısmı Budizm’i benimsemiştir. Ülkenin resmi dili Korece’dir. Ülkede ulaşım hizmetleri inanılmaz derecede gelişmiş durumda. Öyle ki ülkenin tamamında metro hizmetleri yaygın ve buna ilave olarak taksi ve toplu taşıma araçları da bulunuyor. Geniş bir toprak bütünlüğüne sahip olan Güney Kore’nin bütün şehirlerinde gelişmiş mimari yapıyı ve tarihi eserleri bulmanız mümkün.

Busan: Uzun plajları, nehirleri, ihtişamlı tapınakları, kaplıcaları, lezzetli deniz ürünleri, açık pazarları ve festivalleriyle ülkenin en önemli şehirlerinden biridir.

Daejeon: Sanat eserleri, geleneksel – yöresel eserleri, doğal alanları, anıtlar ve tarihi eserleriyle önemli bir şehir olan Daejeon, ülkenin bilim ve teknoloji şehri olarak bilinir.

Gwangju: tarihte Üç Kore Krallığı döneminde Baekje Krallığının yönetim merkezlerinden biri olan bu şehir, sahip olduğu tarihi eserleriyle kesinlikle görülmeye değer.

Jeju Adası: Tanrıların adası olarak bilinen Jeju Adası, doğası, kültürel mirasları, heykelleri, müzeleri, parkları, sahilleri ve kasabalarıyla mükemmel bir görünüme sahip.

Seul: Modern yapılarla, tarihi eserlerin iç içe geçtiği bu şehir, ahşap tapınakları, sarayları, doğal alanları ve mistik alışveriş caddeleriyle görenleri hayran bırakıyor.

Chuncheon: Soyang ve Uiam gölleri başta olmak üzere birçok doğal güzelliklere ev sahipliği yapan Chuncheon’da keyifli ve eğlenceli dakikalar geçirebilirsiniz.

Güney Gyeongsang: Haeinsa Budist Tapınağı ve ülkenin geleneksel Tripitaka Koreana evleri ile ülkenin en önemli şehirlerinden biri olan Güney Gyeongsang, her yıl binlerce turisti ağırlıyor.

Gyeongju: Tarihte Silla Krallığının başkentliğini yapan bu şehir o döneme ait çok sayıda arkeolojik alanlar ve kültür varlıkları bulunuyor. Seokguram Grotto, Bulguksa Tapınağı, Gyeongju Tarihi Alanları ve Yangdong Halk Köyü ile Duvarları Olmaya Müze unvanını alan bu şehir Unesco Dünya Mirası olarak da koruma altına alınmıştır.

Jeonju: Bir zamanlar Baekje Krallığının başkenti olan Jeonju’da müzelerden, kiliselere, parklardan, pazaryerlerine kadar birçok gezilebilecek alan bulunuyor.

Daegu: Şehri çevreleyen doğal güzellikleri ve büyüleyici manzarasıyla kesinlikle görmeniz gereken şehirlerden biridir.

Güney Jeolla: Doğal güzellikleri ve ülke kültürüne ait önemli eserleriyle gezilebilecek önemli şehirlerden biridir.

Incheon: Tarihi ve kültürel yapılarının yanı sıra lezzetli yemekleriyle de ülkenin en hareketli şehirlerinden biri olan Incheon’da kalabalık sokaklarda yürüyüş yapabilirsiniz.

Pyeongchang: Taebaek dağları üzerine kurulu bu şehir, kış sporları için inanılmaz güzel imkânlar sunuyor. Ayrıca Woljeongsa Tapınağı, Daegwanryeong Samyang Ranch, Daegwanryeong Yangtte Ranch, Phoneix Park, Ocean 700, Odaesan National Park, Yongpyeong Water Park Island, Daegwanryeong Agi Mokjang, Sangwonsa Temple, Lee Hyo Seok Culture Village, Lee Hyo Seok Literature Forest, Heungjeong Valley, Herb Nara Nongwon, Iseungbok Memorial Hall, Alpensia Ski Resort, Yongpyong Resort gibi önemli alarlarda gezinti yaparak tatilinizi eğlenceye dönüştürebilirsiniz.

Güney Kore’den Önyargılarınızı Kıracağınız Bir Mutfak Kültürü

Güney Kore mutfağıyla ilgili çok fazla yorum duyabilirsiniz ancak restorana girdiğinizde bu önyargılarınızı bir tarafa bırakarak damak tadınıza uygun bir lezzet bulabilirsiniz. Pirinç, Arpa ve Fasulye gibi baklagilleri neredeyse bütün yemeklerde görebilirsiniz. Ayrıca balık ve su ürünleri de ülke mutfağının önemli yiyecekleridir. Dak Kkochi denilen ve neredeyse her köşe başında görebileceğiniz tavuk şiş, yine pirinç ve sebzenin karışımıyla yapılan Bibimbap ülkenin başlıca yemekleridir. Sarımsak, yeşil soğan, yabancı rocambole, pırasa ve zencefil tapınak yemeklerinde kullanılan ana maddelerdir. Bu duruma biraz şaşırıyor olabilirsiniz ama geleneklerine bağlı bir ülke olan Güney Kore’de bu durum gayet normal karşılanıyor. Çorba konusunda da oldukça iddialı lezzetlere imza atan Güney Koreliler, gug, tang ve jjigae çorbalarıyla inanılmaz güzel bir tat ortaya çıkarıyor. Bu ülkede vejetaryenler için çok fazla yiyecek bulamazsınız çünkü neredeyse bütün yemeklerde et kullanılıyor. Güney Kore’de yeşil çay ve kahve kültürü de oldukça gelişmiştir.

Ülke Tarihi ve Kültürü Festivallerle Yeniden Gün Yüzüne Çıkıyor

Gaya Krallığının tarihi, savaş ve sanatsal özelliklerinin yaşatıldığı Daegaya Festivali oldukça renkli görüntülere sahne oluyor. Nisan ayının ikinci haftası düzenlenen festival 4 gün sürüyor. Bunun yanı sıra Kore tarihinin şifacısı olarak bilinen Heo Jun’un ürettiği ilaç, yağ ve kokuların tedavi edici özelliklerinin ön plana çıkarıldığı Sancheong Şifali Bitkiler Festivaline katılarak sağlığınız için faydalı bilgiler edinebilirsiniz. Mayıs ayının ilk haftası başlayan ve 10 gün süren festival boyunca ilginç bilgiler edineceksiniz.

Unesco tarafından koruma altına alınan Andong Hahoe kasabasında düzenlenen Andong Uluslararası Maskeli Dans Festivali de kesinlikle katılmanız gereken festivallerin başında geliyor. Eylül ayının son haftasında düzenlenen ve 10 gün süren bu festivalle tarih boyunca süregelen birçok hanedanlığın kültürel mirasına dikkat çekiliyor. Yüz binlerce fenerle sokakları aydınlatan Güney Koreliler her yıl Seul’de yer alan Buda’nın doğum gününü kutlamak amacıyla 100’den fazla etkinlik düzenliyor. Jarasum Uluslararası Jazz Festivali, Merhaba Seul, Bonghwa Eun-Uh Ayu Balığı Festivali de eğlenceli festivaller arasında yer alıyor. Yurt dışı turlar arasından bir sonraki durağınızı da seçebilirsiniz. 

Editör Hakkında Tüm gösterilen İnternet Sitesi

Duygu Tunçer

Yorum Yapabilirsiniz...

Gerekli alanları doldurmanız yeterli.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.