Bisikletimi köşedeki kırmızı eski bir evin duvarına iyice yaklaştırıp çantamı ayaklarımın arasına aldım bardaktan boşalırcasına yağan yağmurun dinmesini bekledim bir süre. For Frelsers kilisenin yakınlarında olmalıyım ki, yanıma bir kaç turist daha geldi ve Japonca bir şeyler söyleyip haritada o yeri gösterdiler birbirlerine.
Yağmur biraz dinince çantamı sırtlayıp atladım bisikletime ve gördüm, göğe doğru uzayıp giden Kuzey Avrupa’nın en büyük kilisesini.
Bisikletimi bahçesine koyup merdivenleri tırmanmaya başladım. Kimi zaman ahşap yer daracık kimi zaman geniş kocaman merdivenlerden zirveye vardığımda büyüleyici bir manzara beni bekliyordu. Uzun uzun izledim Kopenhag‘ı tepeden.
Bir kaç tur attım zirvede ve her seferinde gözüme bir yer çarpıyordu dönerken. Bir orman ve ormanın içinde L şeklinde uzanan bir göl. Hemen kuzey batıda yönünde ve önümdeydi, çok yakındı. Oraya gitmek için koşar adımlarla indim merdivenleri ve atladım bisikletime. Bir şey heyecanlandırıyordu beni orası için.
Ve buldum!
Burası Christiania…
Cennet bahçesi özgür şehir. Kapıdan girerken polis giremez yazısı karşıladı önce sonra içerilere doğru girdikçe Hippileri, kahkaha atan insanları gördüm. Buranın müthiş bir enerjisi var. İnsanlar birbirlerine selam veriyor, durduk yere nasılsın diye soruyor. Biraz ilerleyince No Photos ( Fotoğraf Yasak ) ve Do not run have fun (koşma, eğlen) yazısı karşıladı. Bisikletimden inip yavaş yavaş yürümeye başladım. Uzaktan gördüğümde beni bu kadar heyecanlandıran yer konusunda haklı olduğu anladım. Başka bir dünyaya giriş yapıyordum.
Bu şehrin adı Christania yani “Özgür Şehir” demek. Hippilerin yıllarca savaşıp ve sonunda kazandıkları tamamen kendilerine ait elbirliğiyle inşa ettikleri ve herkese açık bir yer.
Nüfusu yaklaşık olarak 850 ve 34 hektar büyüklüğünde bir köy. Kendine ait bayrağı olan özerkliğini ilan etmiş bir ülke. Green Light Street’te küçük satıcılar Mariona, Space Cake satıyorlar. İçerde 20’den fazla bar, kafe ve restoran var. Herhangi birisine oturup insanların içine hiç çekinmeden girebilirsiniz. Sorgusuz sualsiz sizi çok güzel karşılayacaklardır.
Hemen bu bölgenin arkasında gölün etrafını dolaşan patika yollar girince mükemmel bir doğa karşılıyor. Gölün kenarında bisiklet ve midillisiyle dolaşan insanlar ya da kanosuna atlayıp gölün ortasında ki adaya giden insanları görüyorsunuz. Burası, büyük şehirlerden kaçıp sistemin bir parçası olmayı reddedenlerin şehri. Burası, kim olduğunuzun önemi olmadığı, insan olarak yaşayanların şehri. Burası Christiania cenneti.
Bana ulaşmak isterseniz;
