Gökyüzünün maviliği ve kumsalın beyazlığının kesişme noktası olan Tunus’ta 16’ncı yüzyıldan beri adeta zamana meydan okuyan tarihi eserleri gezebilir, ülke topraklarını kaplamış palmiyeler, hurma ağaçları, üzüm bağları, yasemin çiçekleri ve daha birçok güzellikleriyle tatilinizi dolu dolu geçirebilirsiniz. Tunus 12’inci yüzyıldan beri birçok medeniyete ev sahipliği yaptığı için, tarihi eser tutkunlarının vazgeçilmez ülkesidir. Tunus’a uçakla gitmek istiyorsanız, ülkeye çok yakın mesafede bulunan Tunis Carthage Havalimanına uçuş yapabilirsiniz. İstanbul’dan Tunus’a direkt olarak ya da aktarmalı olarak hareket edebilirsiniz. İstanbul’dan hareket etmeniz durumunda 3 saatlik uçuşun ardından Tunus Turu sizi bekliyor. Tunus’ta hem Akdeniz hem de Çöl İklimi görülmektedir.
Bu nedenle Tunus’ta denize girip eğlenceli vakit geçirmek için gelmek istiyorsanız kesinlikle en iyi dönem yaz sezonudur. Tunus’un Güneyinde bulunan çöl bölgesini gezinmek ve tarihi eserlerle ilgili ayrıntılı inceleme yapmak istiyorsanız Kasım ayı daha uygun bir tarih olarak görülmektedir. Tunus’ta resmi dil Arapçadır. Ancak Arapça dışında yerel halk tarafından Tounsi ya da Derja olarak bilinen Tunus Arapçası ve Berberi dilleri de konuşulmaktadır. Tunus’ta hem modernliği hem de tarihi yapıları bir arada bulabileceğiniz nadir ülkelerden biridir. Tunus’ta bulunan eski mimari yapılar çok ciddi bir şekilde koruma altına alınmış durumda. Tunus’ta bulunan yerel halk dans etmeyi ve canlı müzik dinlemeyi öyle çok seviyor ki; yerel halkın en büyük eğlencesi diyebiliriz.
Tunus’ta gezilecek en önemli 5 eser
Zaytuna Cami
Zaytuna Cami Tunus’taki en eski cami olduğu için gezilmesi gereken yerlerin en önemlisi diyebiliriz. Tarihi yapılara ilgi duyuyorsanız eğer sizde, 9 girişi bulunan ve 5000 metre karelik alana yapılmış olan Zaytuna Camisine hayran kalacaksınız. Sadece Müslümanların gezmesine izin verilen Zaytuna Camisinin isminin anlamı Zeytin Ağacı demektir. Tunus’un hareketli yapısının ardından Zeytuna Camisinin asaletini görünce hayranlığınızı gizlemeyeceksiniz. Farklı çağların izlerini taşıyan bu camideki uyumu görünce tatilinizin değerini daha iyi anlayacaksınız.
Sidi Bou Said
Tunus gezilecek yerler listesinin en önemli ikinci basamağı ise Sidi Bou Said kasabasıdır. Tunus merkezine 20 kilometre uzaklıkta bulunan bu kasaba adeta turist akınına uğruyor diyebiliriz. Sidi Bou Said kasabasına trenle ya da taksi kullanarak rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Kasaba’da bulunan mavi beyaz renkteki evleri gördüğünüzde yüzünüzde biraz şaşkınlık birazda renklerin getirdiği gülümseme yer alacak. Çünkü mavi beyaz evler arasında gezinti yaparken kendinizi Sidi Bou Said kasabasında değil de Yunanistan’da geziyor gibi hissedeceksiniz. Bu kasabada bulunan Family House ya da Avukat’ın Evi olarak adlandırılan Aile Evi’nin muhakkak gezmelisiniz. Çünkü Aile evinde geçmiş dönem ev yapısını ve Tunus’un geleneklerini, aile yapısını rahatlıkla gözlemleyebileceksiniz. Dilerseniz burada Tunus’un geleneklerini yansıtan hediyelik eşyalardan da satın alarak gezinizi ölümsüzleştirebilirsiniz.
Fenike Kolonisi Kartaca
Milattan önce 814 yılına Tunus yarımadasında kurulmuş olan Fenike Kolonisi Kartaca, Roma döneminin en önemli uygarlığı olarak biliniyor. Bu özelliği de Kartaca bölgesini önemli kılıyor. Dünyanın birçok noktasından ziyaretçilerini ağırlayan Kartaca’ya Tunus merkezinden trenlerle ya da taksi aracılığıyla gidebilirsiniz. Roma döneminden günümüze kadar gelen ve halen tarihe meydan okuyan Roma kalıntılarını yakından incelemek isteyenler Kartaca’ya gelmeden Tunus gezisi yaptığını düşünmesin. Çünkü Tunus’un en önemli mekanlarından biri olan Kartaca da geniş bir alan üzerine yayılmış 9 adet gezi alanı bulunuyor. Bunlar içinde en önemlileri arasında Antonio Baths, Amfi Tiyatro, Kartaca Müzesi yer alıyor. Kartaca’da bulunan tüm gezi noktaları tek bir bilet ile gezilebiliyor.
Dünyaca Ünlü Mozaik Müzesi
Tunus’ta diğer bir durağımız Dünya’nın en önemli mozaik müzelerinden biri olan Bardo Müzesidir. Bardo Müzesi büyüklüğü ve ihtişamıyla dünyanın en büyük mozaik müzelerinden biridir. Gaziantep Zeugma Müzesinden sonra en önemli müze diyebileceğimiz Bardo Müzesi de görülmeye değer eserlerden biridir.
Şehrin Moder Yüzü Avenue Habib Bourguiba
Tunus’un modern yüzünü yansıtan Avenue Habib Bourguiba Bulvarı’na gezinerek şehrin yeni yüzünü ve mimarisini görmelisiniz. Avenue Habib Bourguiba bulvarında birçok mağaza, kafe ve alışveriş merkezi yer alıyor. Tunus’un modern yüzünü gezinirken bir kafeye oturup kahvenizi yudumlayabilir ya da yöresel içeceklerin tadına bakabilirsiniz.
Camileri, Medreseleri ve Hamamlarıyla Medina
Cami, Medrese ve Hamamları gezinmek için en doğru adres Tunus’un Medine bölgesidir. Çünkü burada gözlemleyeceğiniz camiler, medreseler ve hamamlardan ciddi anlamda etkileneceksiniz. Ayrıca Medina da bulunan çarşı ve alışveriş merkezlerinde gezinerek yerel halk arasında güzel bir yürüyüş yapabilir, yöresel ürünleri inceleyebilirsiniz. Medina Bölgesinde birbirinden güzel ve hepsi farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış 6 adet cami bulunmaktadır. Kasbah, Yusuf Dey, Hamuda Paşa, Sidi Mahrez, Boyacılar ve Sahib El Tabia Camileri muhakkak gezinmeniz gereken eserlerdir.
Görmeniz Gereken Camiler
Kasbah Cami: Kasbah Cami 1235 tarihinde günümüzde yıkılmış olan Hafsid Kalesi içerisinde bulunuyor. Şehir merkezindeki en eski cami olarak da bilinen Kasbah Camisinin minaresinde Tunus’ın işleme ve mimari sanatlarını görebilirsiniz.
Yusuf Dey Cami: Yusuf Dey Cami 1616 tarihinde Endülüs mimar İbni Galip tarafından yapılan Tunus’un ilk Osmanlı tarzındaki camisidir. 17’inci yüzyılın başlarında inşa edilen Yusuf Dey Camisinin etrafında Türkler tarafından işletilen birçok dükkân bulabilirsiniz.
Hamuda Paşa Cami: Hamuda Paşa Cami 17. yüzyılda inşa edilen ve o günlerin zenginliğini ve ihtişamını gözler önüne seren bir camidir. Sekizgen minaresi Türk Hanefi İslam kültürünün bir yansıması olarak biliniyor.
Sidi Mahrez Cami: Sidi Mahrez Cami 1692 yılında Fatimid zamanında Abu Yazd yönetiminden şehri kurtaran kahramanın adının verildiği camidir. Cami sahip olduğu beyaz kubbe ve mimarisi ile şehirdeki en güzel Osmanlı eserlerinden biri olarak seçilmiş. Sizde gezinizde Sidi Mahrez Camisine uğrayarak bu nadide eseri inceleyebilirsiniz.
Boyacılar Cami: Boyacılar Cami Hussein ben Ali tarafından 1716 yılında yaptırılmış Tunus’taki önemli camilerden biridir. Caminin minaresi 8 köşelidir. Bu da Boyacılar Camisine ayrı bir güzellik ve zarafet katmaktadır. Yurt dışı turlar sırasında böyle farklı yapıları gezip görmelisiniz.
Sahib El Tabia Cami: Sahib el Tabia Cami, minaresi 1970’de eklenmiş olsa bile 19’ncu yüzyıldan kalma en güzel eserlerden biridir. Tunus’da bulunan tek külliye diyebiliriz. Bünyesinde bir medrese, çarşı, hamam ve mezarlık bulunduruyor. Arap ve İtalyan tarzlarının birleştirildiği Sahib el Tabia Camisinde mimari özellikleri sebebiyle Venedik Sarayını geziniyormuşçasına bir havaya kapılabilirsiniz.
Medina Bölgesinin En Güzel Medreseleri
Tunus Medina Bölgesinde birçok önemli medrese bulunmaktadır. Yıllara meydan okuyan bu medreselerde belki milyonlarca öğrenci eğitim almıştır. Bu medreseler ağırlıklı olarak Kuran Okulu ve Zanaatkâr yetiştirilmek üzere eğitim vermiştir. Sizde Tunus ziyaretinizde bu medreseleri gezinerek yüzyıllar önce yetişen zanaatkarların eğitim hayatını inceleyebilirsiniz.
Muradiye Medresesi: 1673’de Ali Paşa’nın oğlu II. Murat tarafından bir isyan sırasında yıkılan Türk barakalarının yerine yapılmış önemli bir medresedir. Ücretsiz olarak görülebilecek medrese Eylül ve Haziran ayları arasında Pazartesi ve Cumartesi günleri arasında 09.00 ve 16.30 saatleri arasında gezinebilirsiniz.
Palmiye Medresesi: 1714 yılında inşa edilen ve günümüzde hala bir Kuran okulu olarak kullanılan medreselerden bir tanesidir. İsmini palmiye ağacından alan Palmiye Medresesi sarı kakma kapısı ile Dünya’nın en ünlü medresesi olma özelliğini taşımaktadır.
Süleymaniye Medresesi: Medrese 1754’de öldürülen oğlu Süleyman anısına Ali Paşa tarafından yaptırıldığı biliniyor. Öncesinde kızlar için Kuran Okulu olarak kullanılan medrese artık eski öğrenciler birliği olarak kullanılıyor. Süleymaniye Medresesi de görülmeye değer en güzel eserler arasında ilk sıralarda yer alıyor.
Bachia Medresesi: Günümüzde zanaatkârların yetişmesine destek veren Bachia Medresesi yine Ali Paşa tarafından inşa edilmiştir. Medresenin girişinde küçük bir çeşme bulunuyor. Normalde medrese ziyarete kapalı yetkililer tarafından bazen medrese ziyaretçilere açılıyor. Sizde eğer gezme şansını yakalarsanız kendinizi şanslı hissedeceksiniz.
Tunus Kültürünün En Önemli Parçası Hamamlar
Tunus kültürü içerisinde hamamların ayrı bir yeri vardır. Hamamlar sadece eski yapılar olarak görülmemesi gereken eserlerdir çünkü hamamların büyük bir kısmında çini süslemeleri bulunuyor ve mimarisinde eko sistemi kullanılmıştır. Öyle ki Tunus’ta bulunan Sahip Hamamı Halfaouine filmine ev sahipliği bile yapmıştır. El-Kachachine Hamamı sadece erkekler içindir ve en iyi hamamlardan biridir. El-Methihra Hamamında ise kadınlar gündüz, erkekler gece yıkanabilir ve yapı tarihi çiniler ile süslenmiştir. Yapı itibariyle Tunus’un en güzel hamamlarından biri diyebiliriz. Sahip Hamamı kubbesinden kaynaklanan eko sistemi ile diğerlerine göre farklı bir yere sahiptir ve muhakkak görülmesi gereken eserlerden biridir. Sahip Hamamında gündüz kadınlar yıkanırken gece erkekler yıkanabilir. Zitouni Hamamı sadece kadınların kullanımına açık ve diğerlerine oranla daha yenidir.
Tunus’un tarihi yapısı Müzeler ve Anıtlar
Müzeler ve Anıtlarıyla Tunus, Dünyanın en önemli ülkeleri arasında yer alıyor. Birçok farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan Tunus’ta geçmişe doğru uzun bir seyahat yapmanız mümkün. Tatilinizi tarihi eserleri inceleyerek tamamlamayı planlıyorsanız eğer Tunus’tan güzel ülke bulamazsınız diyebilirim. Bab Bhar ya da diğer adıyla Porte de France-French Gate (Fransız Kapısı), doğuda yer alan Fransızlar de la Victorie adı verilen yeri oluşturana kadar kullanılan arktır. Öyle ki İngiliz Hasta (The English Patient) filmi bu kapıya bakan İngiliz Elçiliğinde çekilmiştir.
El Bey Türbesi: El Bey Türbesi Tunus’un en güzel türbelerinden biridir ve muhakkak görülmesi gereken eserlerden biridir diyebiliriz. El Bey Türbesi’nde görüntü alma ve fotoğraf çekme hakkına sahipsiniz. Osmanlı anıt mezarlarına özgü kubbe özelliklerini taşıyan El Bey Türbesinin iç kısmında Ali Paşa döneminde yapılan çini ve alçı işçilikleri bulunmaktadır. Birçok Hüseyin Beyi, prenses, başkan ve güvenilir danışmanın mezarı burada bulunuyor. Eğer çini ve alçı işçiliklerine ilgi duyuyorsanız El Bey Türbesini kesinlikle görmelisiniz.
Dar Ben Abdullah Müzesi: Bu müze 1796’da yapılmış ve bölgenin en güzel saraylarındandır. İtalyan bir subaya ait olan saray 19. yüzyılda İtalyan stili ile yenilenmiş ve o günlerdeki zengin hayatı bu sarayda rahatlıkla görebilirsiniz. Saray içerisinde 4 oda 19’uncu yüzyılı gözler önüne sermek ve o dönemde yaşayan insanların günlük yaşamı canlandırmak için kullanılıyor. Dar Ben Abdullah Müzesi ile 18’nci yüzyıl yaşamını rahatlıkla gözlemleyebilirsiniz.
Dar Othman: 17’nci yüzyılın başlarında Osman Bey tarafından inşa yaptırılan Dar Othman Sarayı döneminin en güzel eserlerinden biridir. Osman Bey’in yaptığı korsanlık işi oldukça kârlıymış, ayrıca kendisi Tunus valisi olarak görev yapmış. İlginç iç bahçesi ise 1936’da yapılmış olan bu sarayı gezindiğiniz zaman şaşkınlığınızı gizleyemeyeceksiniz. Her yıl binlerce turisti misafir eden Dar Othman sarayını mutlaka görmelisiniz.
Tunus’un şehirlerini gezinerek sahil kentlerinin tadını çıkarabilir, festivallere katılarak eğlenceden payınıza düşeni alabilirsiniz.
Douz: Ülkede sahara kapısı olarak bilinen Douz, kervanlar için önemli bir duraktır. Uluslararası Sahada Festivali her yıl bu şehirde düzenlenmektedir.
Kayrevan: İslam’ın en kutsal kentlerinden biridir. Çok güzel mimari yapılara ev sahipliği yapan bu şehirde Kuzey Afrika’nın İslam ve Kuran öğrenme merkezidir.
El Kef: Tarihi yapısıyla kendini hayran bırakan en güzel şehirlerden biridir.
Monastir: Tunus’un balıkçı limanı olarak bilinen şehir, son dönemlerde turistlerin en gözde mekanı haline geldi. Pön-Roma kenti kalıntılarına ev sahipliği yapan bu şehirde tarihi yapıları gezinerek yüzyıllar öncesine yolculuk yapabilirsiniz.
Sousse: Muhteşem plajlara sahip olan bu şehirde dilediğiniz gibi su sporları yapabilir, şehrin otantik yapısını gezinebilirsiniz.
Hammamet: Son dönemlerde turizme yönelik büyük çalışmalar yapılan bu şehir, ülkenin liman kentidir.
Tabarka: Mercan Balıkçılığı konusunda Dünyanın en önemli şehirlerinden biri olan Tabarka’da Sualtı Fotoğrafçılığı Mercan Festivaline katılarak tatilinize eğlence katabilirsiniz.
Zanaat ve Kültürle Bütünleşen Festivaller
Tunus’ta yapılan festivallerin büyük bir kısmı yaz mevsiminde yapılmaktadır. Festivaller genelde müzik, zanaat ve kültürle bütünleştirilerek yapılmaktadır. Yani ülkenin zanaatı ve kültürü festivallerde yansıtılıyor. Her yıl Ramazan ayında Tunus Medine Festivali düzenlenmektedir. Bu festivalde geleneksel dini törenler düzenlenir ve konserler düzenlenir. Zaten müzik ve dans yerel halkın en çok sevdiği eğlence türü olarak biliniyor. Bunun yanı sıra her yıl Mart ayında Tunus’un en yüksek dağı olan Oasis bölgesinde festival düzenlenmektedir. Bu festivalde Tunuslu Şair Abou El Kacem Cihebbi anılır ve Tamerza kültürü tanıtılır. Her yıl Temmuz ayı ortasında başlayan, Ağustos ayına kadar devam eden ve Antik Roma Amfitiyatro da Uluslararası Kartaca Festivali düzenlenmektedir. İlk kez 1964 yılında yapılan bu festival Tunus’un en önemli festivallerinden biridir. Temmuz ayında başlayan, Ağustos ayında ise sona eren Uluslararası Ulysse Festivalinde yerel oyuncular, müzisyenler ve görsel sanatçılar etkinlikler düzenliyor. Halk da müzisyenlerle birlikte şarkılar söyleyerek eğlencenin tadını çıkarıyor. Eğer Aralık ayında Tunus seyahati yapıyorsanız Uluslararası Sahra Çölü Festivaline muhakkak katılmalısınız. Deve Festivali olarak da bilinen bu festival her yıl Aralık ayında düzenlenmektedir. Tunus’un en eski ve ünlü festivali olan Uluslararası Sahra Çölü Festivalinde, kültürel tanıtım yapmak amacıyla deve yarışı ve Arap atı yarışları düzenleniyor. Bu yarışlara katılarak eğlenceli vakit geçirebilirsiniz.
güzel bir paylaşım olmuş.